Geldiğin Gün

Tarih 28 Nisan saat 8 civarları henüz sabah yeni uyandık. Annannen ve dedende bizdeler. Baban annenneni ve dedeni hastaneye götürecek hepimiz kalktık. Onlar kapıdan dışarı çıktıklarında bende lavaboya giriyordum. Ondan sonraki dakikaların geçmesi biraz zor oldu. Geleceğinin ilk sinyallerini veriyordun. Bacağıma giren ağrının haberci olduğunu anlamıştım. Yatağıma gidip babanı arayıp hemen gelmesini söyledim. Baban çok heycanlandığını nefes bile alamadığını anlattı sonra. Yarım saate kadar eve geri döndüler. Saat 9 civarlarında hastanedeydik. Valizimizde, bizde herkez hazırdı seni karşılamaya. Henüz iki haftan vardı ama olsun. Saat 16:45 de dünyaya geldin. O anı hiç unutmayacağım. Doktorun elinde başaşağı duruyor ve ağlıyordun bembeyazdın pürüzsüz bir cildin vardı. Önce sildiler sonra pudraladılar sürekli ağlıyordun. Birkaç dakika içerisinde ise seni yanıma verdiler. Miniciktin gözlerini açıp bana baktın. Sende neler olduğunu anlamaya çalışıyordun sanırım. Sonra teyzen geldi seni yukarı çıkardı. Seni benden önce getirmişlerdi. Bebek odasındaydın. Ben geldiğimde herkes senin minicik yatağının etrafında toplanmış, seni seyrediyorlardı. Bende seni seyretmek için can atıyıordum. Hemşire geldi yeter bu kadar ayrılık deyip seni kollarıma verdi. Kokunu asla unutamam meleğim o an hissettiklerimin gerçekten bir tarifi yok. O kadar açtınki ilk memeyle buluşman sanki usta bir bebek edasındaydı. Öyle çok ve kuvvetli çekiyordun ki 10 dk. içerisinde iki göğsüm birden yara oldu. Hatta o gece seni doyurabilmek için mama bile verdiler. Annannen hep yanımızdaydı. Babanda öyle. Bütün gece uyudun. Hemşirelere bile seni emzirdiğimi söyledim. Diğer odalardan ağlayan bebek seslerini duydumda ne kadar şanslı olduğumu düşünüyordum. Çok uslu bir bebektin. İlk gece son uyuyuşun oldu. Uzun bir süre gece uyku ve yatak yüzü görmedik.

Herkes babana benzetti seni bende dahil. Ama o güzel dudakların ve yanakların aynı ben. Umarım ikimizinde en güzel yanlarını alır, mükemmel bir insan olursun canım kızım.

Sen bebeğim;

Sen en çok beklenendin. Sevincin müjdesiydin ve çıkıp uzar diyarlardan geldiğinde bambaşka umutlar bambaşka mutluluklar getirdin. Hoşgeldin bebeğim, hoşgeldin nurum, şefkatim, hoşgeldin dünyamıza. Seni hiç kimseyi sevmediğimiz kadar çok seviyoruz. Gecemiz, gündüzümüz, içtiğimiz su, yediğimiz ekmek, sevincimiz, üzüntümüz, en büyük mutluluğumuz sen oldun. Karşılıksız sevmeyi öğrendik. Sağlığın ve güvenliğin için çabalamayı, almadan verebilmeyi, hissetmeyi, korumayı öğrendik. Hatta öğrenmeyi ve öğretebilmeyi. Minicik parmaklarınla bize dokunman, sinirlendiğindeki el kol hareketlerin ve yüz mimiklerin, gözlerimizin içine bakıp gülümsemen, kucağımıza aldığımızdaki sevincin bizim için paha biçilmez bir servet oldu.

Seni seviyoruz DURUM, pak kızım, melek kızım, dünyalar güzeli peri kızım benim ve bizler bu dünyada var oldukça mutluluğun için, sağlığın için, iyi bir birey olabilmen için elimizden gelen ne varsa yapacağız.

Gül ki hayatın anlamı yerine gelsin. Gül ki büyüyelim bizde seninle. Gül ki bizde gülelim. Sen mutluluğun diğer adısın. Sevgi dolu dünyamız seninle büyüyor, gözlerinde can buluyoruz. Geleceğe attığımız her adımın umut dolu olmasını sağlayan sen varsan hayatımızda işte o zaman bizde varız. Herşey seninle çok daha güzel.

Hoşgeldin dünyamıza bizimle yaşamaya yaşlanmaya hoşgeldin. Kahkahalarının evimizde hep çınlaması dileğiyle.